ERP Sistemlerinde İç Kontrol Nasıl Kurgulanmalı?
Kontrol olmadan dijitalleşme,
hızlandırılmış risk üretir.
ERP (Kurumsal Kaynak Planlama) sistemleri,
işletmelerin muhasebe, satınalma, üretim, satış, insan kaynakları gibi temel
süreçlerini tek bir dijital platformda bütünleşik şekilde yönetmesini sağlar.
Ancak bu güçlü yapının işletmeye fayda sağlaması yalnızca fonksiyonel
modüllerin kurulmasıyla değil, aynı zamanda bu süreçlerin iç kontrol
sistemiyle uyumlu bir biçimde tasarlanmasıyla mümkündür.
Ne yazık ki birçok ERP projesinde, iç
kontrol sisteminin gereklilikleri göz ardı edilmekte, sistem yalnızca “veri
girişi ve raporlama aracı” olarak kurgulanmaktadır. Oysa etkin bir ERP, aynı
zamanda riskleri minimize eden, yetki ve sorumlulukları netleştiren ve
denetim izi sağlayan bir kontrol aracıdır.
Bu yazıda, ERP sistemlerinde iç kontrolün
nasıl entegre edilmesi gerektiğini başlıca 5 temel başlık altında inceliyoruz.
1. Süreç Haritalarının Kontrol Odaklı
Tasarımı
Bir
ERP sisteminde kontrolün sağlanması için ilk adım, süreçlerin sadece “nasıl
işlediğini” değil, aynı zamanda nerede kontrol edilmesi gerektiğini de
açıkça ortaya koymaktır. Ne var ki birçok projede süreç haritaları yalnızca iş
adımlarını gösteren genel şemalar şeklinde hazırlanır. Kontrol noktaları,
onay mekanizmaları, riskli adımlar, karar kriterleri gibi
kritik bilgiler bu haritalara yansıtılmaz.
Bu
durum, ERP’nin sadece iş akışlarını taşıyan bir sistem olmasına; ancak bu
akışların üzerinde kontrol mekanizmaları olmayan bir “geçiş kanalı” haline
gelmesine neden olur. Yani süreç ERP’ye aktarılmış olur, ama denetim hala
manuel kalır.
Harita
varsa her şey yolunda demek değildir
Bir
sürecin ERP sistemine taşınmadan önce kontrol odaklı tasarlanıp
tasarlanmadığını anlamak için şu sorular sorulmalıdır:
Ø Bu
süreçte hangi adımlar hata riski barındırıyor?
Ø Hangi
adımlar onay gerektiriyor?
Ø Bu
adımda işlem yapabilecek roller kimler, sınırlar neler?
Ø İşlem
tamamlandığında kim, neye göre onay verecek?
Ø Bu
adımdan çıkan sonucu başka biri kontrol ediyor mu?
Bu
sorulara net cevaplar verilemeden hazırlanmış süreç haritaları, ERP içinde
kontrol kurulmasını olanaksız hale getirir.
Bir
örnekle netleştirelim:
Klasik
Süreç Haritası (eksik):
- Satın alma talebi →
2. Sipariş oluşturma → 3. Sipariş gönderme → 4. Fatura girişi
Kontrol
Odaklı Süreç Haritası (doğru):
- Talep formu giriş
(limit kontrolü + onay)
- Satın alma siparişi
(iki teklifle karşılaştırma zorunluluğu)
- Sipariş onayı
(departman yöneticisi onayı, ERP üzerinden)
- Malzeme girişi
(fiziksel kontrol + ERP giriş kontrolü)
- Fatura kaydı (ayrı
kullanıcı tarafından, eşleştirme zorunlu)
Görüldüğü
gibi sadece işlem adımları değil, her birinin öncesi, sonrası ve kontrol
kurgusu da sistemde yer almalıdır.
Öneri:
Süreç haritalarınızı çıkartırken her adımda şu soruyu sorun:
"Bu adımda kontrol mekanizması var mı, kim tarafından, nasıl
uygulanmalı?"
2. Yetki Matrisi ile Uyumlu Görev Ayrımı
(SoD)
ERP sistemlerinde yetki yönetimi,
iç kontrol sisteminin bel kemiğidir. “Segregation of Duties (SoD)” yani görev
ayrılığı ilkesi, bir çalışanın tek başına bir sürecin hem giriş hem onay hem de
işlem adımlarını yapamamasını sağlar. Bu kontrol mekanizması, hataların ve
suistimallerin önüne geçmek için kritiktir.
Örnek riskler:
Ø Bir
çalışan hem satınalma siparişi oluşturabiliyor hem de tedarikçi faturalarını
sisteme girebiliyorsa, kontrol zayıf demektir.
Ø Aynı
kişi hem cari açabiliyor hem ödeme talimatı verebiliyorsa, dolandırıcılık riski
yüksektir.
ERP sisteminizde:
Ø Yetki
rolleri açık ve dokümante olmalı,
Ø Rollere
dayalı kullanıcı tanımlamaları yapılmalı,
Ø Onay
mekanizmaları rol bazlı kurgulanmalı,
Ø Görev
ayrılıkları düzenli olarak analiz edilmelidir.
3. Otomatik Kontroller ve Uyarı Sistemleri
İyi kurgulanmış bir ERP sistemi, sadece
manuel kontrollerin aktarımı değil, aynı zamanda otomatik kontrollerin
yerleştirilmesi için de bir fırsattır.
Bazı örnek otomatik kontroller:
Ø Bütçe
dışı talepler için sistem içi uyarılar
Ø Kritik
stok seviyelerinin altına düşüldüğünde otomatik bildirim
Ø Onay
limiti dışında işlem yapılmak istendiğinde işlem engelleme
Ø Belirli
tarihler arasında veri girişine izin verilmemesi (örneğin kapanmış muhasebe
dönemlerine müdahale engeli)
ERP sisteminiz bu tarz kontrolleri
desteklemiyorsa ya da devre dışı bırakıldıysa, sistem güvenliğiniz önemli
ölçüde zayıflamış demektir.
4.
Denetim İzi ve Log Kaydı
Bir
ERP sisteminde işlemler kayıt altına alınıyor olabilir; ancak bu kayıtlar kim
tarafından, ne zaman, hangi değişiklikle yapıldıysa ve sistem bu bilgiyi geri
dönük analiz etmeye uygunsa, o sistem denetim izi üretebiliyor demektir.
Çok
sayıda işletmede “veri kayıtları” ile “denetim izi” kavramları karıştırılır.
Oysa bir işlemin kayıt altına alınması ile o işlemin izlenebilir, sorumluya
kadar geriye dönük takip edilebilir olması arasında ciddi fark vardır.
Denetim
izi, sistemin hatasız çalışmasını değil, sistemin içinde yapılan her eylemin şeffaf
ve hesap verebilir hale getirilmesini sağlar.
Log
Kayıtlarının temel faydaları:
Ø Hataların
ve suistimallerin izini sürmek
Ø Sorumlulukları
netleştirmek
Ø İç
denetim ekiplerinin etkili testler yapabilmesini sağlamak
Ø Kurumsal
şeffaflığı artırmak
5. Uyum Raporlama ve Risk Göstergeleri
ERP sisteminizde süreçler düzgün
haritalanmış, yetki matrisleri tanımlanmış ve kısıtlamalar devreye alınmış
olabilir. Ancak bu yapıların tamamı insanlar tarafından tanımlandığı için,
zaman içinde hatalı rol atamaları, unutulan kullanıcılar veya devre dışı kalan
kontroller gibi zafiyetler oluşabilir.
Bu nedenle kontrol raporları, yalnızca
sistemsel uyumluluğu değil, sistemin gerçek hayattaki uygulamasını da
ölçmek için önemlidir. Amaç, sistemin nasıl tasarlandığını değil, nasıl
kullanıldığını görmektir. Bu raporlar, sistemsel önlemlere rağmen ortaya
çıkabilecek hataları ve istisnai durumları yakalayarak, iç kontrol sisteminizin
sadece var olup olmadığını değil, gerçekten işleyip işlemediğini
gösterir.
İşte bu noktada, düzenli olarak
çalıştırılacak kontrol raporları sürecin güvenliğini pekiştirecektir. Aşağıda
buna dair bazı örnekler yer almaktadır:
Örnek 1: Görev Ayrılığı İhlalleri
ERP'de bir kullanıcının hem satın alma
siparişi hem de fatura giriş yetkisi varsa, bu durum görev ayrılığı (SoD)
ilkesine aykırıdır ve risklidir. Bu hatalı yetkilendirme, başlangıçta fark
edilmese bile sistemsel olarak kontrol raporlarıyla tespit edilebilir.
Kontrol Raporu:
Son 30 gün içinde hem sipariş hem fatura
girişi yapan kullanıcılar.
Örnek 2: Kapanmış Dönemlere Müdahale
Muhasebe dönemleri kapandıktan sonra veri
girişine açık kalırsa, raporlarda oynama riski doğar. Düzgün tasarlanmış bir
sistemde bu tür müdahaleler engellenmelidir, ancak kontrol raporları sayesinde
hâlâ açık kalmış alanlar tespit edilebilir.
Kontrol Raporu:
Kapanmış dönemlere yapılan işlemler ve
işlem yapan kullanıcı bilgileri.
Örnek 3: Onaysız Ama İşlem Görmüş Kayıtlar
ERP sisteminde bazı işlemlerin onay akışı
tamamlanmadan ilerlemesi mümkündür. Örneğin, onaylanmamış bir satın alma
siparişi için sevkiyat yapılması ya da sistemsel kısıt eksikliğinden dolayı
stok girişinin tamamlanması gibi durumlar kontrol dışı işlem riskini artırır.
Kontrol Raporu:
Onay süreci tamamlanmamış ancak işlem
görmüş kayıtlar (örneğin sipariş, stok hareketi, ödeme talebi).
.
Sonuç: ERP ve İç Kontrol El Ele Gitmeli
Bir ERP sisteminin güçlü olması, yalnızca
modül çeşitliliğiyle değil, bu modüllerin ne kadar kontrol edilebilir, izlenebilir
ve denetlenebilir olduğu ile ölçülür. İç kontrol sisteminin ERP yapısına
entegre edilmediği durumlarda:
Ø ERP
sisteminde güvenli olmayan işlemler yapılabilir,
Ø Yetkisiz
kişiler önemli kararlar alabilir,
Ø Hatalar
ve suistimaller fark edilmeden büyüyebilir,
Ø Denetim
faaliyetleri yüzeyde kalır, kurum kültürü zarar görür.
İyi haber şu:
Doğru planlama,
kontrol odaklı süreç tasarımı ve teknik uzmanlık sayesinde ERP
sisteminiz, sadece bir operasyonel araç olmaktan çıkarak güçlü bir iç kontrol
ve kurumsal yönetim altyapısına dönüşebilir. Bu da size yalnızca verimlilik
değil, aynı zamanda kurumsal güvenlik ve sürdürülebilirlik
sağlar.
Unutmamak gerekir ki ERP sistemleri
yalnızca teknolojik bir altyapı değildir; aynı zamanda şirketin iş yapış
biçimini, kontrol anlayışını ve kültürel yapısını etkileyen stratejik bir
dönüşüm aracıdır. Bu dönüşümün kalıcı ve sağlıklı olabilmesi için yalnızca
sistemin kurulması değil, süreçlerin nasıl kurgulandığı ve kontrol
mekanizmalarının ne kadar güçlü olduğu belirleyicidir.
Bu nedenle ERP projelerinde yalnızca
yazılım odaklı ilerlemek yerine, süreç yönetimi, iç kontrol ve denetim
bakış açısını bir araya getirebilen uzman kişilerden destek alınması kritik
öneme sahiptir. Böylece sistem yalnızca işler hale gelmez; aynı zamanda
hatalara kapalı, denetlenebilir ve sürdürülebilir bir yapıya kavuşur.